İngiltere’den Danimarka’ya ilk taşındığında Danimarkalıların ne kadar mutlu ve sağlıklı göründüklerini fark eden yazar Helen Russell, kültürel farklılıklara odaklanarak bu mutluluğun kaynağını bulmaya çalıştı ve ardından tüm bunları yazarak kitap haline getirdi. Kültürel farkların çocuklar üzerindeki etkisine dikkat çeken Helen Russell, çocukların mutluluğu için gerekli 6 maddeyi sizler için bir araya getirdi.
UNICEF’e göre Danimarkalılar, ebeveynlik konusunda daha az dogmatik bir yaklaşım sergilemesiyle ön plana çıkıyor. Dünya çapında en yüksek refah oranına sahip olan İskandinav ülkelerindeki çocuklar özellikle yedi ya da sekiz yaşlarına kadar okumayı öğrenmiyor, çok az ev ödevi yapıyor ve çocuk yaştan itibaren kendi kıyafetlerini giymeye başlıyor. İlk kitabında Britanya ve İskandinav ülkesi arasındaki kültürel farklılıklara ikinci kitabında ise İskandinav usulü çocuk yetiştirme tarzına odaklanan Helen Russell, yazdığı kitapta çocukların mutluluğu için ebeveynlerinin sağlaması gereken 6 unsura dikkat çekti. İşte, Helen Russell’ın gözlemleriyle birlikte daha mutlu çocuk yetiştirmenin 6 kuralı…
MUTLU ÇOCUK YETİŞTİRMEK İÇİN EBEVEYN REHBERİ! MUTLU ÇOCUK NASIL YETİŞTİRİLİR?
1- HAVA KÖTÜ DE OLSA DIŞARI ÇIKIN!
Açıklamaları esnasında Danimarkalılar tüm yıl boyunca açık havayı ve doğayı kucakladığından bahseden Helen Russell, doğada zaman geçirmenin faydalarına dikkat çekiyor. Helen Russell; “Çalışan bir vücuda sahip olduğunuz için şanslısınız, bu nedenle her gün doğaya çıkıp vücudunuzu hareket ettiriyorsunuz” diyor ve İskandinav ülkelerinde kötü hava diye belirtilen bir kavramın olmadığını dile getiriyor.
Zorlu havalarda çocukları dışarı çıkarmak kendilerini güvende hissetmelerine, gurur duymalarına ve kendi bedenleri, çevreleri üzerinde hakimiyet duygusuna sahip olmalarına yardımcı olduğu söyleyen Helen Russell, konuyu “İskandinav ülkelerinde kötü hava diye bir şey yoktur; yalnızca yanlış kıyafetler vardır.” şeklinde açıklıyor.
2- MASAYA HEP BERABER OTURUN!
Gözlemleri sırasında Danimarkalı çocukların cips, çikolata gibi yiyeceklere maruz kalmadığını fark ettiğini dile getiren Helen Russell, hamur işlerinin olduğunu fakat asıl önemli olanın çocuklara onları besleyecek yiyecekler vermek olduğunu söylüyor.
Danimarkalılarda hep birlikte masaya oturmanın katı bir kural olduğunu belirten Helen Russell, bu kuralı uygularken aynı zamanda çocukların da bir şeyler yemesi için baskı yapılmadığına da dikkat çekiyor. Yani, masa kuralıyla birlikte ‘çocuk ne zaman acıkırsa o zaman yesin’ gibi bir mantıkları da olduğunu söylüyor.
3- OYUN ZAMANI ÖNCELİKLİ!
İskandinav ülkelerinde çocuklar için oluşturulan oyun süresinin ön planda tutulduğunu vurgulayan Helen Russell, aynı zamanda oyunlarını da kategorilere ayırdıklarına dikkat çekiyor. Örneğin; ‘slot’ adı verilen oyunlar kuralları veya yapısı olan oyunlar olurken müzik ve spor anlamına gelirken; ‘lege’, hayal gücüyle veya sadece keyif için oynanan oyunlar anlamına geliyor.
Oyun oynamanın birden fazla amaca hizmet ettiğini dile getiren Helen Russell, oynanan oyunların öğrenmeye yardımcı olabileceğini, problem çözmeyi geliştirebileceğini ve hatta sosyal hareketliliğe ve eşitsizliği azaltmaya yardımcı olabileceğini öne sürüyor.
4- YÜKSEK SESLE ŞARKI SÖYLEMEK!
Birlikte ve yüksek sesle şarkı söyleyen birinin stres seviyesinin azaldığını ve oksitosin hormonunu salgılamasını sağladığından bahseden Helen Russell; “Danimarkalılar şarkı söylemeyi çok seviyor, okullarda, ofislerde, spor gruplarında ve toplumsal etkinliklerde sürekli birlikte şarkı söylüyorlar. Bu etkinlik kendinizden daha büyük bir şeye dahil olduğunuz ve başkalarıyla uyum içinde olduğunuz duygusunu geliştiriyor” dedi.
5- TOPLULUK ÖNÜNDE KONUŞMAYA TEŞVİK EDİN!
Danimarkalı çocuklar her ne kadar okumayı geç öğrenseler de kendi seslerini bulmaları, hikayeler anlatmaları ve fikirlerini paylaşmaları için bir o kadar da teşvik ediliyor. Bu teşvik yönteminin çocuklara söyleyeceklerinin değerli olduğunu hissettirdiğinden bahseden Helen Russell, fakat bu noktada yetişkinlerin de onları dinlemesi gerektiğini belirtiyor.
6- AŞIRI KUTLAMALAR YA DA FAZLA ÖVMEK YOK!
Bir çocuğun hayatındaki her dönüm noktasının aşırı kutlamaya değer bir şey olmadığını dile getiren Helen Russell, Danimarka’da ve diğer İskandinav ülkelerinde çocukların eşit ve saygının kaçınılmaz olduğunu vurguluyor. Bunun için de ekstra bir çabaya gerek duyulmaması gerektiğini dile getiriyor.
Helen Russell’e göre ebeveynler çocuklarına koşullu bir sevgiyle yaklaşmadığı müddetçe çocuklar sevgiyi hiçbir zaman dışarda aramaz, kendilerini sürekli onaylatma ihtiyacı da hissetmezler.