Düşen doğum oranlarına böyle çözüm buldular! “Evlilik Hizmetleri ve Yönetimi bölümü”

2023 yılındaki doğum oranlarının 2016 yılına kıyasla yarısına kadar gerilemesiyle dikkatleri üzerine toplayan Çin Hükümeti, bu süre zarfında yaptığı çalışmalarla adından sık sık bahsettiriyordu. Doğum oranlarının yanı sıra evlilik oranlarında da büyük bir düşüş yaşayan Çin Hükümeti, geçtiğimiz günlerde yeni bir hamlede bulundu. Sosyolog Prof. Dr. Alev Erkilet; “Çin Hükümeti bu konuda yalnız değil”

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN İZLE

Pekin’de bulunan Çin Sivil İşler Üniversitesi’nde Sivil İşler Bakanlığı’na bağlı olarak çalışmalarda bulunan Çin Hükümeti, alınan son karar ile Evlilik Hizmetleri ve Yönetimi bölümü açılacağını duyurdu. Duyurusu sırasında söz konusu bölümün, ‘evlilikle ilgili endüstrileri ve kültürü geliştirmek için profesyoneller yetiştirmeyi’ amaçladığından bahseden Çin Hükümeti, Çin’in olumlu evlilik ve aile kültürünü aktarmanın yanı sıra evlilik geleneklerindeki reformu da ilerletmek istediklerini söyledi. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Sosyolog Prof. Dr. Alev Erkilet ve Sosyolog İsmail Öz evlilik hayatının toplumsal yönünden bahsederek Çin’de yaşananların olası sebeplerini Yasemin.com’a özel olarak anlattı. 

“ÇİN HÜKÜMETİ BU KONUDA YALNIZ DEĞİL

Açıklamaları esnasında Çin Hükümeti’nin evlilik oranlarında düşüş yaşayan tek ülke olmadığından bahseden Sosyolog Prof. Dr. Alev Erkilet; “Bu nüfusun şu anki sayısıyla alakalı bir karar değil. Yani bu durum bütün ülkeler için geçerli, Çin Hükümeti bu konuda yalnız değil. Belki okulunu açan ya da okulunda bir bölümü açan Çin Hükümeti olabilir ama onun dışında dünyanın hemen hemen bütün ülkelerinde benzer bir durum söz konusu. Bu durumda da şu ana değil geleceğe odaklılar. Yani, şu anda kaç nüfusa sahip olduğumuz değil, bu şekilde devam ettiği takdirde gelecek projeksiyonlarında durumun ne olacağı önemli.” şeklinde konuştu.

Çin de evlilik bölümü

“BÖYLE DEVAM ETTİKÇE YAŞLILARDAN OLUŞAN BİR NÜFUS HALİNE GELECEK”

Doğum oranlarındaki söz konusu düşüşün gelecekte oluşturabileceğe sorunlara dikkat çeken Sosyolog Prof. Dr. Alev Erkilet; “Nüfusun yaşlanması söz konusu oluyor. Yani çocuklar arkadan gelmediği sürece nüfus gittikçe yaşlanıyor. Bu da tabi, üretimle ya da toplumun ekonomik gücüyle ilgili problemlere neden olabiliyor. Yani, Çin Hükümeti şu an çok kalabalık ama bu trende göre azalmaya devam ettikçe yaşlılardan oluşan bir nüfus haline gelecek. Yaşlılar da genel olarak çalışmayan, kapitalist toplum içerisinde artık üreten değil de daha önce ürettiklerini tüketen, emekli olmuş bir kesimi oluşturuyor. Bu da adeta boomerang gibi oluyor zaten.” ifadelerini kullandı. 

Doğum ve evlilik oranları

“ÇOK BOYUTLU DÜŞÜNMEMİZ GEREKİYOR”

Konuşması sırasında Çin’de yaşanan sürecin Çin’de olduğu kadar birçok farklı ülkede de sorun teşkil ettiğini dile getiren Sosyolog Prof. Dr. Alev Erkilet, Türkiye’nin doğum oranlarına dikkat çekti. Sosyolog Prof. Dr. Alev Erkilet; “Bu sorun çok evrensel bir konu. Sadece Türkiye’de de değil, aslında bütün devletler şu ya da bu şekilde bununla ilgileniyor. Örneğin, Güney Kore bu konuda çok aktif bir şekilde çalışmalar yürüten, evlilik ve çocuk sahibi olmayı destekleyen ülkelerden biri. Çünkü orada da aslında çok benzer bir trend var. Hele ki büyük şehirlerde çok ciddi bir süreç var. Kent merkezli bir hayat var. Çok boyutlu düşünmemizi gerektiren kısa ve orta vadeli çözümler üzerine hakikaten araştırmalar yapıp tefekkür edip çalışmamızı gerektiren bir durumla karşı karşıyayız diyebiliriz.” dedi.

Çin evlilik okulu

“DAHA ÖZGÜN TEMALAR ÜZERİNDEN YAPILMALI”

Sözlerine Çin’de yer alacak Evlilik Hizmetleri ve Yönetimi bölümündeki konu başlıklarını açıklayarak devam eden Sosyolog Prof. Dr. Alev Erkilet, söz konusu bölümün Türkiye’de açılması halinde odaklanılması gerekenlere dikkat çekti. 

Sosyolog Prof. Dr. Alev Erkilet; “Bu program eğer Türkiye’de de açılacaksa daha özgün temalar üzerinden yapılmalı.  Çünkü pahalı düğün organizasyonları zaten insanların evlenmesini engelleyen bir şey. Çin’de açılacak bölümün konu başlıklarında bir ironi, çelişki var. Çünkü lükse eğilim oldukça gençler bu tüketimleri karşılayamadığı için zaten evlilikten uzaklaşıyorlar. Bu yüzden bizim pahalı düğün organizasyonları ve çöpçatanlık ürünleri gibi dersler üzerinden değil; gerçekten aileyi tanımak, aile danışmanlarının imkânlarını araştırmak, özgün değerlerimizi öne çıkartmak, bunların aileyi destekleyecek boyutlarının neler olduğu üzerine düşünerek o programı özgünleştirmemiz gerekir.” şeklinde konuştu. 

Türkiye doğum oranları

“TÜRKİYE DE BU RİSKLE KARŞI KARŞIYA”

Çin Hükümeti’nde yaşanan gelişmelerin Türkiye’deki yansımalarına dikkat çeken Sosyolog Tarihçi İsmail Öz ise söz konusu durumu “Türkiye’de son dönemlerde artan boşanma oranları, aile temelinde gördüğümüz birtakım sıkıntılar ve aile içi şiddet sorunları Türkiye’nin de bu riskle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Zaten modern çağın yaşamış olduğu birtakım sorunlar bizi de etkiliyor. Çünkü dünya ile entegre yaşayan bir toplumuz, bütün sosyal medya ağlarında, yeni medya, yeni medyanın araçları ile entegre bir haldeyiz. Yani dünya neyi izliyorsa biz de elimizdeki tabletlerden, ekranlardan onu izliyoruz. Böyle bir dünyada otomatik olarak onun ürettiği her kriz de sizin önünüze geliyor ve dolayısıyla sizin de kriziniz olmaya başlıyor.” şeklinde ifade etti. 

Yorum yapın