İstanbul’daki Uluslararası Döner Federasyonu, Türk usulü kebabın AB tarafından korunması için başvuruda bulundu. The Times ‘Türkler döner kebap savaşında Almanları şişledi’ başlıklı haberinde bu talebin küresel bir gıda savaşının ilk hamlesi olduğunu kaleme aldı.
Almanya Türkiye arasında yaşanan döner tartışması gün geçtikçe büyüyor. Şimdide The Times’ın döner hakkında kaleme aldığı yazı dikkat çekti. Dönerin oldukça popüler olduğunu açıklayan yazıda fiyatının artması üzerine Federal Meclis’te yaşanan tartışmalara Olaf Scholz da katıldı. Son zamanlarda ise Türkiye’den Almanya’ya bir döner hamlesi geldiği yazıldı.
İstanbul’daki federasyon Türk usulü kebabın tıpkı mozarella ve Napoliten pizzada yapıldığı gibi Avrupa Birliği tarafından korunması için başvuruda bulundu. Bazı eleştirmenler bu talebi küresel bir gıda savaşının ilk hamlesi ve Almanya’nın kültürel kimliğine saldırı olarak niteledi.
TARİF YA DA YENİ İSİM BULUNACAK
Düzenleme Brüksel tarafından kabul edilirse, Alman döner büfeleri para cezası ya da en azından teoride hapis cezasına çarptırılmak pahasına tariflerini tamamen değiştirmeye ya da yemeğe başka bir isim vermeye zorlanacak. Türkiye’nin talebine itiraz süresinin dolmasına az bir süre kala Berlin merkezli Alman kebapçılarının çatı grubu, gıda bakanlığından kendileri adına arabuluculuk yapmasını istedi.
MODERN ALMAN FORMUNA UYARLANDI
Söz konusu olan sadece Avrupa çapında yılda 7 milyar euro değerinde bir pazar değil, aynı zamanda iki ülke arasındaki garip ikili ilişkiler. Kebap savaşı nisan ayında Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in yanında 60 kg’lık dondurulmuş Alman usulü döner etiyle İstanbul’u ziyaret etmesiyle başladı. Bunun iki ülke arasındaki kültürel bağlara hafif mizahi bir övgü olması gerekiyordu: Döner ilk olarak birkaç yüzyıl önce Osmanlı İmparatorluğu’nda yaratılmıştı, ancak yemek 1970’lerde Batı Berlin’deki Türk göçmenler tarafından modern Alman formuna uyarlandı.
DÖNER FEDERASYONU AB’YE BAŞVURDU
Steinmeier’in ziyaretiyle aynı hafta içinde, merkezi İstanbul’da bulunan Uluslararası Döner Federasyonu, Türk hükümeti aracılığıyla AB Komisyonu’na başvurarak ayrıntılı bir düzenleme standartları listesi hazırlamasını istedi. Bu standartlara göre et, Almanya’da olduğu gibi dana eti değil, sığır ya da kuzu eti olmalı. Etler 3 mm ila 5 mm kalınlığında dilimler halinde kesilmeli, belirli miktarlarda tuz, karabiber, kekik, doğranmış soğan ve yoğurt ya da süt ile en az on saat süreyle marine edilmeli.